Raffaello Santi
Büyük İtalyan ressamı Raffaello Santi, 1483 yılının bir cuma günü gece yarısı saat üçte, İtalya’nın Urbino şehrinde dünyaya geldi. Raffaello’nun Urbino’lu bir ressam olan babası Giovanni de Santi tarafından eğitildiği sanılmaktadır. Urbino Sarayı ressamlarından biri olan Giovanni de Santi, küçük Raffaello’yu zaman zaman saraya götürerek büyük ressam Piero della Francesca’nın eserlerini gösterir; Bramant adında genç bir mimardan, meşhur ressam Pietro Perugino’dan söz ederdi. Çevresinde tanınmış bir ressam olan babası, 1 Ağustos 1494’de öldüğü zaman annesini iki yıl önce kaybetmiş olan Raffaello Santi, kimsesiz kaldı. Raffaello, öksüz kalınca babasının öğrencisi ve aile dostları olan Evagelista di Piandimeleto ile birlikte Urbino’dan uzaklaştı. 1497 yılında Perugino’nun öğrencisi oldu ve Perugino atölyesinde çalışmaya başladı. Perugia’daki fresklerin yapımında Perugino’ya yardım ederek ustalık kazandı. Çıraktan çok bir usta olarak kabul ediliyor, önemli iş teklifleri alıyordu. Zarif ve abartmasız bir üslubu olan Perugino, Raffaello Santi’yu büyük ölçüde etkiledi. 10 Aralık 1500’de Evan- gelista di Piandimeleto ile birlikte Castello’da Sant’Agostino Kilisesinin mihrap arkalığını yaptı.
Rönesans’ın Ustalarından Etkilenen Raffaello Santi
Sanatçı, bu andan itibaren yoğun bir çalışma dönemine girdi. Ard arda siparişler alıyordu. 1501’de Bahtiyar Nicola da Talentino Kilisesinin mihrap arkalığını yaptı. 1502’de Perugia’daki San Francesco Kilisesi için «Bakirenin Taç Giyme Töreni» adlı eserine başladı. Bu dönemde yaptığı diğer ünlü tabloları «Şövalyenin Düşü», «Çarmıha Geriliş», «Kutsal Bakirenin Evlenmesi»ydi.
Raffaello, devamlı olarak Perugia ve Floransa arasında seyahatler yapıyordu. 1505’de bugün Londra’da Ulusal Galeri’de bulunan «Ansidei Mihrap Arkalığı»nı bitirdi. 1504-1508 yıllan arasında Floransa’da başarılı tablolar meydana getirdi.
Raffaello, bir yandan sanatını olgunlaştırıyor öte yandan da Leonardo ve Michelangelo gibi sanatçıların fikirlerini ve çalışma tarzlarını benimsiyordu. Leonardo‘dan canlı varlıkları kendi düzenleri içinde duymaya ve bir kompozisyonda yalnız figürleri değil, aynı zamanda çevresinde havanın dolaştığı canlı varlıkların aralarındaki ilişkileri de incelemeyi öğrendi.
Michelangelo, dramatik üslubu, yapıcı kuvveti, anlatım ve hareket yeteneği, eskiçağı canlandırma gücüyle Raffaello Santi’yu büyüledi. Sanatta hızlı ve kesin değişikliklerin oluştuğu bu dönemde Raffaello’nun en yakın dostu hala klasik denge ülküsünün peşinde olan sanatçı rahip Bartolomeo idi. Bartolomeo’nun üslubuna yakın, piramit biçiminde düzenlenmiş eserlerin en gelişmiş örnekleri arasında Viyana’daki Kunsthistorisches Müzesinde bulunan «Belvedere Meryemi», Floransa’da bulunan Uffizi’de bulunan «Cardellino Meryemi», Paris’te Louvre Müzesi’nde bulunan «Güzel Bahçıvan» ve benzerleri sayılabilir.
Sanatçının bu dönemde yaptığı diğer önemli eserleri: «Grandük Meryemi», «Küçük Cowper Meryemi», «Hamile Kadın», «Azize Caterina», «Kutsal Canigiani Ailesi», «Doni’lerin Portreleri» vb.’dir.
Figür gruplarının işlenişinde Michelangelo ile bağlantılarında kısmen Leonardo‘nun etkisi görülmesine rağmen, bu tablolar kişisel özellikten yoksun değildi; hepsinde de sakin, yuvarlak biçimlerin huzuru hakimdi.
Raffaello, Papa Giulio II’nin dâveti üzerine 1511’de Roma’ya gitti ve Papa’nın Vatikan’daki yeni dairelerine fresk yapmakla görevlendirildi. 1514’e dek burada çalışan sanatçı, İmza Odası’nın süslemeleriyle işe başladı: «Kutsal Tartışma», «Atina Okulu», «Pamassos», «Erdemler»i yaptı. İmza Odası’ndaki süslemelerinde «Adalet», «Şiir», «Felsefe», «Teoloji»yi temsil etti.
«Atina Okulu» adlı freskte, Raffaello Santi’nun geniş çalışma alanını büyük bir rahatlık ve ustalıkla işlemiş olması, Eflatun ve Aristoteles’in güçlü figürleri, Raffaello’nun üslubunu doruk noktasına çıkardı. Bu üslup, Raffaello’nun Rönesans sanatının en mükemmel örneği olarak nitelenmesine ve kopya edilmesine yol açtı. Bembo, Navaregio, Tebaldeo, Inghirami gibi hümanistler, Castiglione ve Bibbiena gibi edebiyatçılar Raffaello’yu alkışladılar; asil kişiler, onun görkemli ve nefis resmine hayran kaldılar.
Raffaello Santi Eserleri İle Nam ve Zenginlik Kazandığı Dönem
Sanatçı, 1511 yılında zengin banker Agostino Chigi tarafından, Farnesina Sarayı’na «Galateia» efsanesini canlandıran freskler yapmakla görevlendirildi. Vatikan odalarının süslemesine devam eden sanatçı, bu arada kardinaller, hümanistler ve edebiyatçıların portrelerini yaptı.
Raffaello’nun 1511-1514 yılları arasında Eliodoro Odası’nın süslemelerini maydana getirdi: «Bolsena Ayini», «San Pietro’nun Kurtuluşu», «Eliodoro’nun Kudüs Tapmağı’ndan Kovulması». Bu odadaki freskler İmza Odası’ndakilerden daha renkli ve hareketliydi. Bu yıllarda tanıştığı Sebastiano del Pimbo’nun etkisiyle Raffaello rengi ön plana aldı, mimari tarzındaki süslemelerde ışık ve gölgelere geniş yer verdi. Bu arada, Michelangelo‘nün Sistina Kilisesindeki peygamberlerinden ilham alarak Sant’Agostino Kilisesindeki «İsaia» freskini yaptı. (1511).
1 Nisan 1514’de Bramante ölünce, Raffaello Santi, onun yerine San Pietro Kilisesinin mimarlığına getirildi. 1515 yılında Sistina Kilisesi’nin duvarlarını süsleyecek araslar yapmakla görevlendirildi.
1517’de Vatikan’daki «Borgo Yangını» süslemesini yaptı. Dördüncü oda olan Costantino ise, sanatçının ölümünden sonra öğrencileri tarafından tamamlandı. 1518’de Farnesina Villası’nın bir salonunda «Psykhe» efsanesini canlandırdı. 1519’da öğrencileriyle birlikte Vatikan Lojmanlarının süslemesine başladı. Bu süslemelerde «grotesk»lerin arkeolojik motiflerini yeniden yaşattı. Sanatçı, son büyük tablolarını da bu dönemde yarattı: «Santa Cecilia», «Sicilya’nın Acısı», «Papa Leone X.’un Portresi», «San Michele». Bu arada 1518’de başladığı, fakat tamamlayamadan öldüğü «İsa Peygamberin Ölümünden Sonra Üç Havarisine Görünmesi» adlı son eserini öğrencisi Giulio Romano bitirdi.
Sekiz gün süreyle ateşler içerisinde yatan İtalyan Rönesans devri ressamlarının en ünlülerinden biri olan Raffaello, çok genç yaşta 6 Nisan 1520 günü hayata gözlerini yumdu. Roma’da Pantheon’a gömüldü.