Georges Seurat

georges-seurat

Georges Seurat, 1859 yılının Aralık ayında, Paris’te doğdu. 1875 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’ne yazıldı. Orada, Ingres’nin ve Puvis de Chavannes’nin büyük etkisinde kaldı. George Seurat, Piero della Francesca’nın eserlerini gördükten sonra, kiliseleri dolaşıp buralardaki freskleri incelemeye başladı. Bilhassa St. Sulpice Kilisesi’ne sık sık gidiyor oradaki freskleri saatlerce inceliyordu. 1878 yılında Empresyonistlerin açtıkları dördüncü sergiyi inceledi. Bu akım, üzerinde derin ve coşkun izlenimler bıraktı. 1879’da okulu bırakarak Brest’e askerliğini yapmaya gitti. 1880’de terhis olup döndükten sonra, en büyük problemi olan «ışığın, bilimsel yönden, en üstün biçimde aktarılmasıyla ilgilendi. Bilgisini artırmak amacıyla kitaplar karıştırmaya başladı. Bu arada eline geçen Chevreul, N.O. Rood, D. Sutter gibi ünlülerin eserleriyle ilgilendi. Bu yazarların hemen hemen bütün kitaplarım okudu. Bu arada bazı resimler yaptıysa da bu eserleri pek bilinmemektedir. Yalnız 1883’de ilk defa bu eserin in Resmi Sergiye kabul edildiği bilinmektedir. 1884 yılında, «Asniéres’de Banyo» adlı tablosu Yıllık Resmi Sergi Jürisi tarafından kabul edilmeyerek geri çevrildi. Daha 1883 yılında, Resmi Sergi’ye kabul edilmeyen bir grup sanatçı, Sergi yöneticileriyle yaptıkları tartışmalar sonucunda «Rededilmişler Sergisi»ni kurmuştu. Bu grup 1885’de «Müstakiller Sergisi»ni açtılar. Georges Seurat da, bir yıl önce Yıllık Resmi Sergi’ye kabul edilmeyen «Asniéres’de Banyo»yu bu sergide tehşir etti.

Georges Seurat Sanatının Farklı Bakış Açısı

«Büyük Çanak» adlı tablosunu tamamladıktan sonra Brest’e resim yapmaya giden Georges Seurat, burada arkadaşı Signac tarafından Pissarro ile tanıştırıldı. Ünlü sanatçı, onu tarınmış tablo satıcısı Durand-Ruel ile tanıştırdı. Böylece Seurat da Durand-Ruel’in 1886’da New York’ta tertip ettiği Empresyonistler Sergisi’ne katıldı ve büyük bir başarı kazandı.

Pissarro‘nun «romantikler» diye adlandırdığı empresyonistler arasında sürtüşme başlamıştı. Bu sürtüşme o kadar çabuk gelişti ki, bir iki ay içinde empresyonistlerin büyük bir kısmı Seurat’ı aralarında görmek istemediklerini bildirdiler. Nitekim bu nedenledir ki 1886 sonunda tertip edilen bir sergiye George Seurat da katılıyor diye Monet, Renoir ve Sisley tablolarını sergiden geri çektiler.

Bu sergi, Georges Seurat için hiç de başarılı olmadı. Hemen hemen bütün tenkitçiler bu sanatçının aleyhinde yazılar yazdılar.

Buna rağmen başta Van Gogh olmak üzere bazı ressamlar onunla ilgilendiler. Bu ilgi sonucunda Belçika’lı Verhaeren, Georges Seurat’yı Brüksel’deki «Yirmiler Grubu» ile temasa geçirdi. Sanatçı 1886’da Honfleur’de «Model»ini resmetmeye başladı. Ünlü tenkitçi Félix Fénéon, yazdığı bir makaleyle Seurat’yı göklere çıkardı.

Sanatçı, tuttuğu yolun doğruluğuna inanmaktaydı. Bunun için halkın kendisini anlamamasına, Monet‘nin kendisine soğuk davranmasına rağmen tuttuğu yoldan dönmedi, çalışmalarını aynı düzeyde sürdürdü.

Georges Seurat Çalışmalarında Dinamizm ile Gelen Başarı

Georges Seurat, 1887 yılında bilimci Charles Henry’yi tanıdıktan sonra «matematiksel bir bütünlüğe» yönelen eserler çizdi. Bunlardan biri de «Resmigeçit» idi. Sanatçı, Brüksel ve Müstakiller Sergilerine katıldı. Yazarların ve Sembolistlerin buluşma yeri olan «La Revue indépendante» dergisinin idare yerine Seurat da sık sık gitmekteydi.

1888 yılı yazında Bessin Limanı’nda çeşitli deniz tabloları resmetti. Ertesi yıl Crotoy’a giderek burada çalıştı; birkaç peyzaj yaptı.

1889 yılında, en önemli eserlerinden olan «II Chahut» ve «Kendini Pudralayan Genç Kadın» tablolarını da yaptı. Bunları 1890’da, diğer altı manzarasıyla Müstakiller Sergisi’nde teşhir etti. «II Chahut» eleştirmenler tarafından büyük tepkiyle karşılanarak «müstehçen» bulundu. Aynı sene «Sirk» adlı tablosuna başladı ve daha tamamlanmadan, 1891 yılında Müstakiller Sergisi’nde teşhir etti. Yoğun uğraşı, 29 Mart 1891 tarihinde 32 yaşında ölümüne dek devam etti.

Seurat’yı devrinin bütün diğer ressamlarından, özellikle empresyonistlerden ayıran en büyük öğe: renk ve ışık sorunlarının tamamiyle bilimsel bir açıdan çözümlemiş olmasıdır. Fakat bu kural, hiçbir zaman eserlerindeki «buluş»un tazeliğini bozmamış, yıpratmamıştır. Tablolarının ortamı daima, saydam ve gergindir. Renkler, boyaların karışımından değil, optik yönden, ışık renk karışımından elde edilmiş, üstün bir parlaklığa sahiptirler.

Seurat, kendini hiçbir zaman bir sembolist olarak görmemiş; eserlerinde bir metod uygulaması yerine, şiirsel bir bütünlük görenleri kınamıştır. Yöneldiği her ayrıntıyı, yapısal kökenine inerek incelemiş ve en iyi şekilde aktarmaya çalışmıştır.

Seurat’nın eserlerinde görülen dinamizm, maddeye bağlı değil, bir ışık ortamını içeren dinamizmdir. Giderek, içindeki coşkuyu, mantık ve tutku açısından dengeleyerek, yeni biçimler elde etmiştir. Onun için, «gerçek» hiçbir zaman birden keşfedilen ve duygusal öğelerden oluşan bir kavram değil, keşfedilmeye hazır enerjileri içeren, başlı başına özgür bir güçtür.